NE İSTİYORSUN KENDİNDEN?
Yeni bir hafta ile birlikte yeni bir
yazıyla karşınızdayım.
İçerik değişikliği
konusunda, elime kalemi aldığımda aklıma gelenler karşısında oldukça
şaşırdığımı söylemeliyim. Meğer ne kadar da çok konu varmış bahsedeceğim,
demek ki tek gereken kalemi ve defteri alıp yazmaya başlamakmış.
Kendimizden
beklentilerimiz neler diye düşünüyordum. Ama sadece kendim için değil.
Hepimiz, kendimizden neler bekliyoruz. Yaptığımız işlerin, attığımız
küçük-büyük adımların sonuçlarından neler bekliyoruz. Çok mu büyük
beklentilerimiz, hayallerimiz?
Yoksa kendimize koyduğumuz hedefler sonuçlarından
memnun olup olmadığımıza bakmaksızın yalnız diğerleri mutlu olacak diye bizi
mutlu etmek zorunda olan şeyler mi? Mesela yaptığımız bir şeyin sonucunda biz
değil de etrafımızdan bir başkası mı mutlu olacak, mesela kariyer tercihleri
gibi?
Derinlemesine
düşünmüyoruz bazen, düşünemiyoruz. Çünkü bu özgürlüğün elimizden alındığını,
sorgulamadan, sadece yapmamız gerektiğini düşündüğümüz için yapıyoruz bir çok
şeyi.
Sınırların dışına çıkmak
çok korkunç, hayal edilemeyecek şeyler olabilir işin sonunda. İşte bu düşünce
sınırlaması ile emek verdiğimiz şeylerin kendimiz için doğru olup olmadığına
bakmıyoruz bir yerden sonra. İnsanız sonuçta. Hatalarımız olacaktır elbet ama
iş ‘ruhunu satma’ noktasına geldiğinde vicdanımız ne olacak peki?
Etrafımdan da o kadar
örnekler görüyorum ki, sırf bazı işleri unvan için yapan, insanların kendisine
saygı göstermesi için ya da ailesi istediği için aslında hiç istemediği şeyleri
yapan, ya da bir ilişkisini bitiren bir çok kişi biliyorum. Sonuçta kendileri
mutlu oluyor mu? Hiç sanmıyorum.
Çünkü bu kararlar
kendileri tarafından verilmedi. Birileri ya da çevrenin kendilerine
dayattıkları şeyler yüzünden, sonuçlarında nelerle karşılaşacaklarını bilmeden verilen
kararlar oldu hep.
Deriz ya hep, kocaman
bireyler olduk, kendi kararlarımızı verebilecek yaşa geldik. Ne kadarını
kendimiz veriyoruz bu kararların?
Neler bekliyoruz kendimizden...
İstediği mesleği
yapamayan bir insanın kaybettiği yılları düşünün. Gençliğinin en güzel yılları
yalnızca başkalarını mutlu etmekle geçsin. Bu yanlışın farkına vardığında çoğu
şey için geç olacak belki de. Belki de hayatında değişim yapmak için artık hiç
isteği olmayacak.
Eminim ki bu yazıyı
okuyanlardan en az birkaç kişi de olsa içinde kendilerinden bir şey bulacak.
Çünkü çoğu zaman hepimiz, ben de dahil kendimize kaldıramayacağımız
sorumluluklar yüklüyor, altından kalkabileceğimizin garantisini kendimize
vermeye çalışıyoruz.
Ama unuttuğumuz önemli
bir nokta var ki bizler sadece insanız. Kendimize koyduğumuz çok büyük
hedeflerin bizi yıpratmaktan başka anlamı yok. Her zaman hedeflerimizi
yapabileceklerimiz çerçevesinde koymalıyız. Önce bir adım, sonra bir başkası.
Seni senden daha iyi
kimse bilemez değil mi?...
Neden beklentilerini
yüksekte tutuyorsun öyleyse?
Mutlu kal!
Yorumlar
Yorum Gönder